bugün
yenile
    1. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      türkçeye "milenaya mektuplar" olarak çevrilen franz kafka'nın şahane kitabı. okuyun. okutun.
    2. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Popüler kültürün eline geçmeden önce çok daha özel ve duygusal bir romandı ancak sosyal medya keşfedip tüm mahremiyetini ortaya dönünce kitap sevelerin de hevesi kalmadı.
    3. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      seni kaybetmekten o kadar çok korkuyorum ki milena. bazen düşünüyorum da eğer gerçekten insanlar mutluluktan ölebilselerdi benim çoktan ölmüş olmam gerekecekti…
    4. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      seni bırakmam, ama sen beni gönderirsen o zaman giderim. beni gönderecek misin?
      2*ben asla vazgeçemem senden, ancak kovarsan giderim. beni kovuyor musun, gideyim mi? - ugurgunes95 21.04.2017 01:26:36 |#3420617
    5. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      bazı sebeplerden kitabı okumuyorum bir süre daha okumayacağım da. ama şu cümleler.. "yanımda yürüyordun milena. düşünsene, yanımda yürümüştün.." hayatta yanımızdan öylesine geçip giden birçok kadından biriydi milena. ama franz için hayata tutunma sebebiydi. yanında yürüyor olması haftalarca iyi hissetmesinin nedeniydi. hayır bu aşk değil bu ruhların kenetlenişi olmalı. çağımızın eksiği.
    6. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "milena, bu sessiz geceler insanı boş hayallere sürüklüyor, aslında yok etmek istediğim mutluluklar değil, acılarım."
    7. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      az önce satın aldığım kitap,ilk franz kafka kitabım olucak hadi bakalım
    8. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      okumadım milletin özelini okucak adam değilim delikanlı adam okumaz.net
    9. 6
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "..senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor."
    10. 3
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bir insanı ne kadar güzel sevebilirsiniz?" sorusunun yanıtı adeta can buluyor bu sayfalar arasında. belki birçoğu için tabu sayılacak bir konu evli bir kadına büyütülen sevgi. ama ya bu aşk bir çiçek gibi o adamın yalnızca ruhunda açtıysa, yine de aynı mı olur bakışınız? mektuplarla yaşatılan bir bağlılık bu. azaldıkça güçlenen, güçlendikçe devleşen bir hikaye. yalnızca gönül bağı ile bağlı iki insan. kafka milena'ya yazdığı her satırda onu özlüyor, onu seviyor. yalnızca "hastalığın geçti mi?" sorusu ile bile her anını onu düşleyerek ve onun iyiliğini arzu ederek geçirdiğini dışavuruyor. peki ya özlem ? kalpler arasında değil fakat fiziki yoksunluk ? nasıl da kahrediyor onu. hissediyorsunuz. düşünsene milena diyor düşünsene yanımda yürümüştün. nasıl bir haz duyuyor kim bilir. nasıl da büyük bir şey onun için sevdiğinin yanında duyduğu ayak sesleri. bu bile onun için huzur sebebiyken nasıl çok görebiliriz ona iki satır mektubu. acı çekmek pahasına milena'ya daha az yazmasını söylüyor sırf onu daha fazla yaralamamk adına. ama dayanamıyor bu yokluğa. i̇şte bu kadar derin bir şeye ev sahipliği yapıyor sözü edilen mektupların geçtiği coğrafya. kitapla iki küçük detayı belirtmek isterim. benim yaptığım gibi tek başına bu mektupları okumanız zihinsel yorgunluk ve bıkkınlığa yol açabilir. yanında daha farklı bir şey okunabilir. i̇kincisi ise bazı olayları ve bazı insanları bilemeyebilirsiniz. unutmayın bu bir roman değil mektup derlemesi. ne kadar gerçek bir şeyi elinizde tuttuğunuzun bilincinde olun. onun dışında bırakın franz size güzel sevmeyi öğretsin.
    11. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      " yeryüzünde kesin olan çok az şey vardır milena, bunlardan biri de bizim asla birlikte yaşayamayacağımızdır. asla aynı evde, sofrada oturamayacağız; aynı yolda ilerleyemeyeceğiz hatta aynı şehirde bile olamayacağız.. " f.kafka
    12. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ... evet, seni seviyorum budala; tıpkı denizin, kendi dibindeki küçücük bir çakıltaşını sevmesi gibi. işte sevgim seni öyle kaplıyor. ...
    13. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      3-4 ay önce aldım kitabı. başlayayım demek bugüne kısmet oldu. okumaya başlayacaktım sayfa aralarını karıştırdım ve bazı cümlelerin altı çizili olduğunu fark ettim. kitaplarımı genelde ikinci el alırım ama bu durum hiç başıma gelmemişti. kitap altı çizmeye karşı değilimdir ama çok da sıcak bakmam. şahsen burdan edebiyat yapıcak da değilim ama bu şekilde okumak garip olacak sanırım.
    14. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "bu gece de sana mutlu uykular dilerken; her şeyimi sana veriyorum bir solukta! benim mutluluğum sende erimektir.. "
    15. 5
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "ah! milena, pek çok şeyin bambaşka olmasını isterdim..."
    16. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      ne zamandır aklımda ama alıp okumaya çekiniyorum,zaten kafamı karıştıran birine bu kitaptan sonra saplanır kalırım diye.girilen entrylere şöyle bir baktım da.biraz daha ertelemeliyim sanırım bu kitabı.
    17. 4
      +
      -entiri.verilen_downvote
      keşke milena’nın mektuplarını da görebilsek diye iç geçirtir insana. mektupların sıralaması ve bazı yazıların karalanması sebebiyle konu bütünlüğü oluşturulması çok zor olmuş. bu haliyle de çok güzel elbette. “bazen sadece acı çekmen gerekir. eylemsiz, saf bir acı.”
    18. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "Unutamayacağım bir doğa olayıydı yüzün istasyonda Milena; bulutlardan değil, kendiliğinden gölgelenen bir güneştin sanki."
    19. 1umicorn’a mektuplar... writen by: dodjudge. var bir hayalim - first born umicorn 23.07.2020 02:05:55 |#3858200
      1artık hayal değil, benimle gerçeğin dibini sıyırmak ister misin leydim? - irz dusmani dodjudge 23.07.2020 02:06:59 |#3858206
      1isterim <3 - first born umicorn 23.07.2020 02:07:42 |#3858213
      butun yorumlari goster (4)
    20. 1
      +
      -entiri.verilen_downvote
      (bkz: Milena’ya Mektuplar) “Aslında hep aynı şeyi yazıyoruz. Önce ben sana hasta olup olmadığını soruyorum, sonra sen bunun hakkında yazıyorsun; bir ben ölmek istiyorum, bir sen; bir ben senin için oğlan çocuğu gibi ağlıyorum, bir sen benim için kız çocuğu gibi ağlıyorsun.” Prag, 26 Temmuz 1920
    21. -1
      +
      -entiri.verilen_downvote
    22. 2
      +
      -entiri.verilen_downvote
      günlerdir zihnimde dolanan bir cümle vardı teyit etmedim ama büyük ihtimalle kafkanın mektubunda yazdığı bir cümle. insanlarla konuşasım yok ama sana evdeki perdeleri bile anlatasım vardı ben bugün birine yarım saat balkonumdaki güvercini anlattım. bazen gerçekten odamdaki perdeye kadar anlatasım geliyor, aynı şekilde ondan dinleyesim